Eskisehir'in methini çok kez duymustum. Ögrenci kenti olması ile birlikte genç bir nüfusa sahip olmasının yanında, bakımlı, temiz, yesil bir sehir oldugunu ben de bizzat görmüs oldum. Bunların dısında sehirdeki çesmeler, kanallar ve hatta kanaldaki tekne turları bir an acaba gerçekten Türkiye'de bir sehirde miyim diye düsündürüyor. Özellikle hala Eskisehir Büyükşehir Belediye Baskanlıgı görevini sürdüren Prof. Dr. Yılmaz Büyükersen'in sehrin su anki görünümüne bürünmesinde tabi ki payı çok büyük.
Eskisehir konum itibariyle oldukça merkezi bir sehir oldugundan, ulasım da hem çesitli hem de kolay. Istanbul'dan gidecekler için en rahat ulasım sekli Pendik'ten kalkan hızlı tren olacaktır. 2 saat 40 dk sürüyor. Özellikle bahar ayında yapılan bir seyahatte oldukça yesil bir tablo seyredeceginizden bu saatin nasıl geçtigini büyük ihtimalle anlamayacaksınız. Tren için birkaç öneri:
- Hızlı trende pulman (business), pulman (ekonomi) ve ekonomi yemekli vagon tipleri mevcut. Business'ta tekli koltuklar, koltukların arkasında ekran ve yemek hizmeti bulunuyor. Ekonomi yemekli vagonda, 2 kisilik yan yana koltuklar mevcut. Bazı koltuklar birbirine dönük ve ortasında masa bulunuyor. Yemek fiyatın içinde, servis koltugunuza yapılıyor. Ekonomi'de ise yediginiz ve içtiginiz hersey ekstra ücrete tabi. Ekonomi yemekli vagon bizim gittigimiz vagondu ve memnun kaldık.
- Bazı koltuklar trenin gidis yönüne göre ters kalmakta. Ters gitmekten rahatsız olan yolcular olabiliyor. Gidiste 7. sırada lokomotif yönünde gittik, dönüste ise 5. sıraya kadar koltuklar düz, gerisi ise ters gitmis oldu. Bu koltuklar vagona göre degisiklik gösterebilir, o yüzden belki de ön sıralardan almakta fayda var. Manzara bakımından a & b koltuklarının tarafında güzel bir tablo sizi bekliyor olacak.
Eskisehir'de asagıda listelenen tüm yerleri gezmeniz durumunda 2 günde gezebilir, güzel bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Yalnız kara iklimi hakim olduğundan en güzel zamanı bahar ayları olacaktır.
Eskisehir'de Gezilecek Yerler:
Odunpazarı, Eskisehir'in ilk Türk yerlesim alanı. Günümüzde, restore edilmis konakları, çarsıları, müzeleri barındırdıgı için olsa gerek, sehrin en tarihi ve turistik, dolayısıyla da en kalabalık bir semti. Birçok görülecek yer bu semtte toplanmıs ve hepsi birbirine yakın. Yürüyerek çok rahat gezebilirsiniz. Bunlardan birkaçı:
1- Çagdas Cam Sanatları Müzesi: Sanırım Eskisehir'de en çok begendigim yerlerden biri cam sanatları müzesi oldu. Birçok yerli ve yabancı sanatçının cam eserleri su an sergileniyor ve hepsi birbirinden güzel. Üst katında ise Eskişehir'in tarihi ile ilgili bir sehir müzesi bulunuyor. Bu müze tam Abacı Konak Otel'in karsısında.
2- Balmumu Müzesi: Eskisehir Büyüksehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükersen'in elinden çıkan, sehre bagıslanmıs yaklasık 160 ünlü kisinin balmumu heykellerinin sergilendigi müze. Yerli turistlerin, okul gruplarının oldukça yogun bir sekilde ziyaret ettigi bu müzeye giriste oldukça uzun kuyruklar olusabiliyor. Dolayısıyla okul gezilerinin oldugu bahar aylarına denk gelirseniz, sabah 9 gibi ziyaret edilmesi önerilir. Ne yazık ki bilet internet üzerinden almanız da size bir öncelik kazandırmıyor...
3- Kursunlu Külliyesi: Topkapı Sarayı Müzesi Arsivi'nde bulunan vakıf kaydına göre, 1517-1525 yılları arasında Çoban Mustafa Pasa tarafından yaptırılmıs. Bugün cami, sıbyan mektebi, misafirhane, mutfak, yemekhane ve kervansaray ayaktadır. Külliye'nin içinde ayrıca Lületası Galerisi de bulunmakta.
4- Atlıhan El Sanatları Çarsısı: 1850 yıllarda yaptırılmıs bu çarsı, o dönemde seyyahların, pazarcıların, hem kendilerinin hem de hayvanlarının dinlenmesi için yaptırılmıs bir çarsı. Bugün birçok hediyelik esya satan magazayı içinde barındırıyor.
5- Kurtulus Müzesi: Ismet Inönü I. ve II. Inönü meydan savasları sırasında bu müzenin bulundusu evde kalmıs, burada planlarını yapmıs. O döneme ait ilginç detaylar var bu müzede. Örnegin bir odasında o dönemin gazeteleri, baska bir odada yine o döneme ait karitakür dergilerinden alıntılar mevcut.
Eskisehir'deki diger görülmesi gereken önemli yerler ise:
6- Arkeoloji Müzesi: Eski çaglara dayanan bitki ve hayvan fosillerinden, Roma ve Bizans dönemine, lahitlerden mozaiklere çok çeşitli eserlere ev sahipligi yapan bu müze, 2011 yılında Eti grubunun sponsorlugunda tadilattan sonra yenilenmis. Aslında ismi de Eskisehir Eti Arkeoloji Müzesi olarak degismis. İstanbul'daki kadar heybetli olmasa da görmeye deger.
7- Bilim Sanat Parkı: Eskisehir'in en büyük parkı. Heybetli kapısından girip, agaçlıklı yoldan parkın içine ilerlediginizde bir kez daha ben nerdeyim diye kendinizi sorgulayabilirsiniz. Çünkü gerçekten Avrupa sehirlerindeki parklardan bir farkı yok.
4 bin metrekarelik bu parkın içinde, Disneyland'ı andıran bir masal satosu, gölet, bu gölet içinde Amerika'nın kesfi sırasında Kristof Kolomb'un kullandıgı korsan gemisinin birebir kopyası, oyun alanları, gözlemevi gibi özellikle gençler ve çocuklar için eglenceli-ögretici yerler bulunuyor.
8- Seyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi: Eski bir tekke olan bu yapıdaki Kırklar meclisi hala cemevi olarak ibadet için kullanılıyor. Buranın bahçesinde, Bizans'a ait ufak kalıntılar ve anıt agaç bulunuyor. Ulasımı biraz zor, eger aracınız yoksa burayı listenizden çıkarabilirsiniz.
9- Seyyid Battal Gazi Türbesi: Bu külliye Eskisehir'in biraz dısında, Seyitgazi ilçesinde, Üçler Tepesi'nde bulunuyor. Seyyid Battal Gazi, Islamiyet'in yayılması için yapılan akınların birinde türbenin bulundugu yerde 740 yılında vefat etmis. Bu halk kahramanı için I. Alaattin Keykubat'ın annesi Ümmühan Sultan tarafından türbe ve cami yaptırılmıs. Daha sonra buraya vefatından sonra Ümmühan Sultan için de bir türbe eklenmis. Bence bu yapıyı asıl özel kılan sey, daha türbe yokken burada kalıntıları bulunan bir kiliseye, bugün sadece duvarları kalsa da, ek olarak yapılan bir türbe olması. Aynı zamanda avlusunda hala Bizans'tan kalma bir lahit bulunuyor. Sütunları, Selçuklu mimarisini yansıtan sepet sütunlar. Bu yapıların hepsi, bu topraklardan hangi medeniyetlerin geçtigini ve hepsinin bir sekilde hosgörü ile iç içe geçtiğini gösteriyor aslında..
10- Porsuk'ta tekne-gondol turu: Porsuk nehri, Eskisehir'i kuzey ve güney olarak bölen nehirdir. Nehir boyu birçok cafe ve restoran bulunuyor. Ayrıca belediyenin isletmesi olan tekne ve gondol turları da yapılmakta.
11- Devrim Arabası: Devrim arabası, ilk yerli yapım otomobildir. 29 Ekim 1961 tarihinde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in Eskisehir'i ziyaret edecegi planlanınca, bu otomobil üretilip, sunulmustur. Ilk yerli yapım oldugu için de "Devrim" adı verilmistir. O dönemin olanakları dahilinde yapıldıgı için, kalıcı olmamıstır ancak birkaç yıl sonra "Anadol" adı verilen otomobilin üretimine baslanmıstır.
Eskisehir'de nerede kalınır?
Zincir otellerin bir kısmı burada da var. Ayrıca farklı sehir otelleri de mevcut. Ancak daha otantik bir konaklama isterseniz, Odunpazarı'nda birçok konak tipinde otel bulunuyor. Abacı Konak Otel sanırım bunlardan en biliniri. Tipik Odunpazarı konaklarının restore edilmesinden sonra otele dönüstürülmüs. Odalarının biraz bakıma ihtiyacı oldugunu söylemeden geçemeyecegim ancak hem otantik olusu, hem konakların arasında kalan avlusu biraz bunları görmezden gelmenizi saglıyor. Günesli bir bahar sabahı, avlusunda kahve ve güzel bir sohbet sonrası şehri gezmeye devam ettik ve güne keyifle baslamıs olduk.
Eskisehir'de ne yenir?
1- Çig Börek: Eskişehir denince ilk akla gelen Çig Börek oluyor. En önerilen ve en popüler olanı Papagan.
2- Balaban Köfte: Bir çesit pideli köfte denilebilir. En meshuru Abdüsselam Balaban Kebap olarak geçiyor. Ayrıca köfte ve balaban için Atlıhan El Sanatları Çarsısı'nın tam karsısında ufak bir köfteci olan Köfteci Ahmet de oldukça meshur.
3- Met Helva: En meshuru Tanınmıs Helvacı. Ama Pazar günleri kapalı oldugu için diger farklı markalardan da denenebilir. Örnegin Tarihi Balkan Helvacısı. Tahinli ve cevizli olan yaz helvası da oldukça güzel. şğ
Almadan dönmeyin:
Eskisehir lületası ile ünlü, çarsılarda en çok bu tasla yapılan takı ve objeleri görüyorsunuz. Ufak bir hatıra alınmalı. El sanatlarına yatkın olanlar, bu hediyelik esya dükkanlarından ham lületası da satın alıp, kendileri sekil verebilirler.
Belki Eskisehir'e has olmayabilir ancak, tesadüfen ugradıgım bir lokumcudan aldıgım kaymaklı lokum çok lezzetliydi. Ne yazık ki ismini hatırlayamıyorum ama Atlıhan El Sanatları Çarsısı'nın tam karşısında, Köfteci Ahmet'in yanında. Zaten oldukça kalabalık ufak bir dükkan, almadan dönmeyin.
Comentarios